23 Nisan 2013 Salı

Eğitim ve Beyin

Eğitim ve Beyin
Tüm canlılar genetik yapıları ve çevrenin etkisiyle gelişir, yine aynı etkilerle yaşamları sonlanır. İnsan yaşamı için yönetici olan beyindir.
Beyin ve beden yapısı anne karnından itibaren gelişir. Öğrenme ve eğitimin de anne karnından itibaren başladığını biliyoruz. Annenin güzel ses tonu kullanması, spor yapması, rahatlatıcı müzikler dinlemesi bebeğin gelişimini destekler.
Bebeğin doğumu ile çocuk çevreye uyum sağlama becerisini kazanmaya çalışır ve bu süreçte öğrenme gerçekleşir. İlk çocukluk döneminde beyin gelişimini anne ile olan yakın temas büyük oranda etkiler.
Bunun yanında övgü, davranışlarına olumlu geribildirim vermek, onunla konuşmak duygusal gelişimini de hızlandırır. Örneğin bebek doğduktan sonra onu yeterince kucakta tutulması okşanması yani dokunma duyusu ile çevredeki bilgileri almasını sağlamak gerekir. Çocuk emeklemeye başlayınca rahat hareket edebileceği alana gereksinim duyar. Yürümeye başladığında bulunduğu mekanı keşfeder. Çocuğun doğada oynaması, hayvanlara dokunması, kirlenmesi ve düşmesine izin verilen ortamlar çocuk gelişimi için de uygun ortamlardır. Böylece 2 yaş civarındaki çocukta çizgi yönü, kaba ve ince motor, mekansal algı, akıl yürütme, dikkat vd. işlevlerin gelişmesi desteklenmiş olur. Yani 0-2 yaş arasındaki nörofizyolojik gelişme potansiyeli kinetik duruma gelir.
Ancak çocuğun kirlenmemesi, düşmemesi, hasta olmaması, yorulmaması için yaşaması gereken deneyimlerin engellenmesi durumunda çocuğun, yaşamının ilerleyen dönemlerinde sorumluluk almaktan kaçınan ve/veya öğrenme süreçlerinde sıkıntı olan biri olma ihtimali yüksektir.
Beyin yapısının gelişimi içten dışa ve arkadan öne doğru gerçekleşir. Beynin iç yapıları, bellek, beş duyu, kaygı, duygu vd. ile ilgilidir. Bu yapıların gelişmesinin ardından korteks adı verilen beyin kabuğu gelişir. Korteks bu yapıların denetimini sağlar. Örneğin bebekler karnı acıktıklarında ağlarlar ancak büyüme ve gelişme ile dil, akıl yürütme, problem çözme gibi işlevler geliştikçe birey açlığını uygun yollarla ifade etmeyi öğrenir.
Beyin korteksinin en arkasında görme alanı, öne yaklaştıkça, işitme, dokunma, mekan algısı gibi işlev alanları ve en önde de akıl yürütme alanı bulunur. Çocuk gelişimi açısından beyin gelişimine bakrsak, çocuk etrafını görür, işitir, emekleme ve yürüme ile mekanı algılamaya başlar, son olarak da akıl yürüterek ne yapacağına karar verir.
Beyin gelişimi pek çok farklı yoldan gerçekleşebilir. Örneğin beynin bir bölümü doğuştan hasarlı ise uygun nörofizyoloji temelli eğitim ile hasar görmüş bölümün işlevini başka bir bölüm gerçekleştirebilir.
Anne-baba ve eğitimci, 0-3 yaş arasında nörofizyolojik temelli gelişim özelliklerini bildiği takdirde (ezber değil) her çocuğun farklı olduğunu keşfedecektir. Bu nedende her çocuk için farklı eğitim programı oluşturulabilir.
Üstün yetenekli çocukların ilk yaşlarda uyumsuz, hiperaktif, dikkat eksikliği oln çocuklar olarak tanı almaları, tanılama sürecinde nörofizyolojik gelişim özelliklerinin göz önüne alınmamasından kaynaklanır.
Çocuklarda belirti listeleri ile değerlendirilip etiketlenmesinin önlenmesi için her çocuğun genetik yapısı hakkında kısa da olsa bilgi sahibi olmak, hamilelik ve doğum sürecini bilmek, ilk yaşlardaki çevresel koşullarını ayrıntılı öğrenmek gerekir. Bir çocuğun ailesinden iyi anamnez alma becerisinin temelinde o ailenin kültürünün bilinmesi yatar. Ailenin ve çevresinin kültürü bilinmiyorsa çocuk hakkında yeterli bigi almak güçtür.
Başarılı sayısız işadamı, politikacı, sanatçıların yaşamlarını çocukluk çağından itibaren incelersiniz bazı dönemlerde bu kişilerin, normal dışı oldukları düşünülerek etiketlendiğini fark edersiniz.
Üstün yetenek ile (beceri) karıştırılabilir. Bu nedenle eğitim sisteminde çalışan kişilerin kesinlikle ana eğitim alanları dışında sanat, antropoloji, müzik, psikoloji vb. dallardada eğitim almış olmaları gerekir.
Beden bütüncül çalışır. Üstün veya eksik olan bölümler eğitim ile (çevresel etkilerle) geliştirilebilir. Eğitimcinin görevi bunu gerçekleştirmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder