21 Nisan 2013 Pazar

Gençlerde ve Yaşlılarda Unutkanlık

Gençlerde Unutkanlık
Yaşlılığa özgü bir sorun olarak görülen unutkanlık, gençlerde de yoğun biçimde yaşanabilmektedir. Gençlerin tanımladıkları unutkanlık probleminde ‘unutma’ yerine ‘hatırlayamama’ kavramını kullanmak daha yerinde olacaktır. Beyinde hafızanın kayıttan sorumlu merkezlerinde işlevin gerçekleşmesini etkileyecek herhangi bir hasar yoksa yaşanan ve hissedilen her şey beynin farklı yerlerinde saklandığından ve yeri geldiğinde bilince çıkarıldığından hatırlama süreci unutma sürecinden farklılaşır.
Gençlerde unutkanlığa sebep olabilecek birçok biyolojik ve psikolojik neden sayılabilir: depresyon, stres ve diğer merkezi sinir sistemini etkileyen hastalıklar. Hatırlamamızı engelleyen etkenlerin başlıcaları depresyon (çevreye karşı duyarsızlık, ilgi azlığı, uyum bozukluğu), stresli yaşam koşulları, bir işi öğrenirken birden fazla şeyle uğraşmak (kitap okurken bir başkasını dinlemek), dikkati yoğunlaştırmayı azaltan etkenlerin varlığı (dikkat eksikliği, kaygı durumları vb.), yapılan işe gereken önemi vermeme, dağınık ve kaotik çalışma düzeni, öğrenme ve hafızada tutma tekniklerinin yeterince bilinmemesi ve anemi, kan şekeri yükselmesi veya düşmesi, tiroid hastalıkları gibi rahatsızlıklar olarak sıralanabilir. Bütün bu sayılan etkenler kişinin öğrendiği bir şeyi hatırlamasını zorlaştırarak unutkanlık dediğimiz problem ile karşı karşıya getirir.
Daha güçlü bellek için, düzenli ve dengeli yaşam sürdürebilmek önceliklidir. Yeterli ve dengeli beslenme, iyi ve kaliteli uyku, sigara ve alkol kullanmamak, temiz havada yapılan yürüyüşler, iş ve eğlenceyi dengeleyebilmek, egzersizler yapmak, planlı yaşayabilmek önemlidir. Ek olarak, stresten, kaygıdan ve üzüntüden uzak kalmak da hatırlamayı kolaylaştıracaktır.
Altis ekibi olarak gençlerin bu sorunları artmadan erken tanı, eğitim ve psikolojik destek veriyoruz. Hatırlamayı yani bilgiyi geri getirmeyi kolaylaştırmak için birçok yöntemi kişiye özel olarak hazırlıyor ve uyguluyoruz.
Yaşlılarda Unutkanlık
Özellikle 2. Dünya savaşından sonra antibiyotikler, kalp ilaçları tansiyon ilaçları, hatta unutkanlığı geciktirdiği belirtilen ilaç tedavileri sayesinde yaşam süresinin uzatılması nedeniyle ülkemizde de yaşlı nüfusu her yıl artmaktadır. Doğumdan itibaren her yıl bir yaş daha alırız, 70 yaşından sonra “yaşlanma” mı yoksa “ihtiyarlama” kavramını mı kullanacağımız konusunda düşünmemiz gerekir. Bunun nedeni ise iyi genetik eğilim ve doğru yaşam koşulları ile sağlıklı yaşlanmanın mümkün olduğu gibi yanlış beslenme, stres ve kötü iklim koşulları gibi negatif çevre etmenlerinin, kişilerde genetik eğilim iyi bile olsa ihtiyarlık durumunu ortaya çıkarabilmesidir. Kısacası demek istediğimiz, ihtiyarlama aslında 40 yaşından sonra bile başlayabilir.
Altis olarak sağlıklı yaşlanma için alınacak önlemler ile ilgili çalışıyoruz. Çalışmalarımızda rutin nörolojik ve depresyon gibi psikolojik araştırmaların yanında beyin işlevlerini daha ayrıntılı ortaya koyabilecek nöropsikolojik testleri de uyguluyoruz.
Yaşlılık döneminde unutkanlık başlığını araştırırken incelediğimiz konular: yaşlılarda öğrenme becerisi, bellek bozulması, uyumsuzluk, hırçınlık veya ilgisizlik gibi davranış bozuklukları, tireme, yürümede zorluk ve felç gibi hareket bozuklukları, uyku bozuklukları; kişinin çevreye ve kendisine gösterdiği dikkat, sorunlar karşısında kullanacağı problem çözme, akıl yürütme ve karar verme süreçleri ve konuşma becerisidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder